burnunun ucunu görmemek Deyiminin Anlamı Nedir?

İrtibatı Koparmayalım!

anlaminedir.com

AnlamiNedir

NedirAnlami

BURNUNUN UCUNU GÖRMEMEK deyiminin anlamı nedir?

burnunun ucunu görmemek deyimi

(1) çok dikkatsiz olmak. örnek: Allahlık biri, burnunun ucunu görmekten yoksun. (2) sarhoşluk nedeniyle bastığı yeri bilmemek, çok sarhoş olmak. örnek: Lokantadan çıktığında burnunun ucunu görmüyordu, eve nasıl gitti acaba?

burun

1994 10

Bu deyimler de ilginizi çekebilir...

Son Sorgulanan Deyimler

Deyim

Anlamı

burnunun ucunu görmemek

(1) çok dikkatsiz olmak. örnek: Allahlık biri, burnunun ucunu görmekten yoksun. (2) sarhoşluk nedeniyle bastığı yeri bilmemek, çok sarhoş olmak. örnek: Lokantadan çıktığında burnunun ucunu görmüyordu, eve nasıl gitti acaba?

boynuz isterken kulaktan olmak

daha iyi bir şey elde etmek isterken elindekini de yitirmek.

boğaz boğaza gelmek

birbirinin boğazına sarılarak, boğmak istercesine kavga etmek.

beş para mı saydı

bunu para vererek almadı ya! örnek: Oğlan bisiklete beş para mı saydı, böyle hor kullanır elbette.

burun buruna gelmek

(1) hiç beklenmedik bir anda karşılaşmak, örnek: Çok kaçtım ama sonunda onunla bir kitapçıda burun buruna geldik. (2) iki ayrı yönden gelirlerken birbirlerine çok yaklaşmak, örnek: İki gemi tam burun buruna gelmişken durabildiler.

eline düşmek

(1) kendisine hıncı bulunan birine işi düşmek, iş o kişiden bitecek olmak. örnek: Bir gün elime düşersen, görüşürüz. (2) ele geçmek, yakalanmak, örnek: Komutan, düşmanın eline düşmekten zor kurtulmuştu. (3) ele geçirilmek. örnek: Kent, düşman eline düşmüştü. (4) rastlantıyla gerçekleşmek, rastlamak, örnek: Kız, iyi bir koca eline düştü.

gözüm çıksın

bir şeyin doğru söylendiğine inandırmak için kullanılan bir ant.

Allah'ın evi

(1) Cami, mescit gibi ibadet edilen yer.

(2) İnsan gönlü.

Örnek: Bektaşiler, 'Allah'ın evini yıkma' derken, gönül kırmamayı anlatır.

aslanın ağzına girmek

tehlikeli işlere girişmek. örnek: Bir iş yapıyor ama aslanın ağzına girdiğini bilmiyor.

gereği düşünülmek

bir sorunu sonuçlandırmak için tutulacak yolu kararlaştırmak.

yakasına yapışmak

Hesap sormak ya da bir şey istemek için tutup bırakmamak.?Beni de götüreceksin diye yakama yapıştı, ben de getirmek zorunda kaldım.?

yol almak

(1) Çıkılan yolda ilerlemek.?Bir saatte epey yol alırız.? (2) Mesleğinde ilerlemek.?Kaynakçılığa başlayalı çok olmadı ama oldukça yol aldı.?

Yayın Ağımız

Bu listede yer alan sitelerimiz günlük hayatınızda gerek eğitim, gerek iş, gerek eğlence ve gerekse alışveriş konusunda yardımcı olmak için uzman ekipler tarafından hazırlanmaktadır.